Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kesintiye uğratmak | interrupt v. | ||
Traffic was interrupted by a tornado. Kasırga nedeniyle trafik kesintiye uğramıştı. More Sentences |
||||
General | kesintiye uğratmak | suspend v. | ||
General | kesintiye uğratmak | check v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | kesintiye uğratmak | cut into v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | kesintiye uğratmak | play (merry) hell with (someone or something) v. | ||
Idioms | kesintiye uğratmak | play hell with someone or something v. | ||
Idioms | kesintiye uğratmak | play the devil with someone/something v. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | özellikle grevlerin yasak olduğu zamanlarda polislerin operasyonları kesintiye uğratmak için yakalandıklarını söyledikleri hayali/uydurma hastalık | blue flu n. |